Geçti güzler üzerimizden, şimdi güllerin vaktidir
Gel ey ay kokulu lâlem, gelme vaktidir
Sana tutkun bu yürek, ve de vîran
gönül evi
Gel ey ay kokulu lalem gelme
vaktidir...
Tamamdır vakit, tamamdır
zaman
Eyleme vaktidir artık meftûnuna
el aman
Kum taneleri arasından
süzülürken zaman
Gel ey ay kokulu lalem gelme
vaktidir...
Manşet olurken gazetelerin başköşelerine
sevda
Gayri meşru sevgiler olurken
gönle peyda
Gönül, kavrulur iken ol mahzâ
hasret-i harda
Gel ey ay kokulu lalem gelme
vaktidir...
Fısıldarken rüzgâr, kükrerken
sema
Dökülürken âb-ı revan arz
üzere bir daha
Damla damla hasret tutunurken
soğuk cama
Gel ey ay kokulu lalem gelme
vaktidir...
Dert edinirken toprak şu
meyyitin vârını
Yüce dağlar savar iken
başlarından karını
Gün bile düşünmeye cüret
edemezken yârını
Gel ey ay kokulu lalem gelme
vaktidir...
Geceler koynunda büyütürken
siyahı
Sefil gönül dert ile çeker
iken bu âhı
Dil her daim söyler iken eyvâhı
Gel ey ay kokulu lalem gelme
vaktidir...
Zemherir gönüllerde tutuşurken
sevda
Her dil canib-i aşktan, dem
vururken yarda
Zihinler kalırken ol lafz-ı
aşkla darda
Gel ey ay kokulu lalem gelme
vaktidir...