31 Ağustos 2018 Cuma

HER ŞEYİN BİR ÖLÇÜSÜ VAR

                                                                                          
Klişe bir sözdür insan doğar, büyür, yaşar ve ölür.Bu yaşam çerçevesinde öğrenci,iş adamı, milletvekili, memur olmuştur.Bütün bunları yaparken 21. Yüzyılın ölçüsü başarılı olmak tabii. Aileler çocuklarını başarılıysa başka  başarısızsa başka seviyor. 

Başarılı olmak günümüzde hiçbir şekilde yadsınamaz ama bence daha da önemlisi her işte insanların faydasını gözetmek.



Makine Mühendisliği mi okuyorsunuz sahip olduğunuz bütün imkanları kullanarak teknolojiye bir katkıda bulunun motor,araba,uçak veya uzay teknlojileri. İş adamı olacaksanız yaptığım/sattığım şeyi insanlar nasıl daha uzun zaman kullanabilir diye düşünmek gerekiyor. Eğer bir köprü yapılacaksa en ufak bir sel de yıkılmamalı.

(Resimdeki  Mimar Sinanın yaptığı 450 yıllık Büyükçekmece Köprüsü)

21. yüzyılda başarılı olmak  ölçütümüz o yüzden hırs, bencillik,rüşvet, iltimas, tamah gibi özelliklerimizin ortaya çıkmasında bir sebep oluyor.

Oysa hayatımızın merkezinde insan olursa daha az stresli bir yaşam sürer ve başaracaklarımızın da bir sınırı olmaz 

Tıpkı Mimar Sinan gibi


Kamil odur ki; koya dünyada bir eser, 
Eseri olmayanın yerinde yeller eser (Mevlana)



30 Ağustos 2018 Perşembe

İletişim










E posta  : ygulbeyen@gmail.com

Görüşleriniz, yorumlarınız ve sorularınız için lütfen iletişime geçiniz

ÇAĞIN GERİSİNDE KALMAK

                               


   Teknolojinin gelişmesiyle beraber son zamanlarda bu deyimi daha çok duymaya başladık çünkü bırakın yaşı ilerlemiş insanları gençler bile bir iki hafta teknolojiyle, internetle ilgilenmezse bu durumla karşı karşıya kalmış oluyorlar.

Bununla birlikte gündelik hayatımızda o kadar çok yeni diyebileceğimiz şeylerle karşılaşıyoruz ki bunların öğrenilmesi ve hayata geçirilmesi gerçekten zor oluyor.

Bunu belkide şöyle tarif edebiliriz; gün be gün  bilgi denilen karmaşada çırpınıyoruz.

Bilgi ve bilmek konusunda da bazı insanlar aşırı derecede yanılıyorlar.Bilginin kaynağı olan yazı şimdilerde düşünmek için değil sanki sadece hatırlamak için kullanılır oldu.

Öyle ki internet ve kitaplar sayesinde kişi uzman olmadığı bir konuda bile o kadar çok bilgiye ulaşabiliyor ki uygun eğitimden geçmeden bu kadar bilgiye ulaşırken,  çoğunlukla cahil kaldıkları halde kendilerini bilgili  zannetmekteler.Toplum bu kişilere  okumuş cahiller diyor.Gerçek bilgiye ulaşmadan kendilerini bilge zanneden bu insanlar toplumumuza gerçek bir yük oluşturmaktalar.

Sonuç olarak çağın gerisinde kalmamamız için her yeni şeyi takip etmemiz gerekiyor ama bunu yaparken öğrendiklerimizi, okuduklarımızı, yeni teknolojik aletleri yani hayatımıza giren her yeni şeyleri düşünme ve değerlendirme süzgecinden geçirmemiz gerekiyor.

Evet çağın gerisinde kalmayalım ama okumuş cahil de olmayalım.




BU DA GEÇER YA HU

                         

Arkadaşım bu da geçer. Nasıl mı ???  

İnsanoğlunun yaşam serüvenine baktımız zaman geçmiş ve gelecek birlikte düşünülmeli , bunu yaparken farklı fikirler, farklı insanlar, farklı  olaylar  aynı zaman kalıbı içinde değerlendirilmelidir. 

Dertlerimiz, tasalarımız, kederlerimiz birbirlerinden farklı gibi görünse de aslında binlerce yıldır aynı kalıplar üzerine oturmuş ve farklı insanlar ve hayatlar onlarla karşılaştığı için bu yaşadıklarımız sanki sadece bizim başımıza gelmiş gibi hareket etmekteyiz.

Bu sıkıntıların bizi yaratan Allah(c.c.) tarafından gönderildiğini ve bir imtihan unsuru olduğunu kabul ettiğimiz gün onlara göğüs germe gücümüzün de arttını hissedeceğiz. 

Allah(c.c.) sen olmasaydın alemi yaratmazdım dediği habibine daha o yaşarken altı evlat acısı yaşatmış da bizim başımıza gelen en ufak şeyde "Allahım neden ben" diye nasıl ağlamaya başlarız.O sevgiliye en büyük acılardan olan evlat acısını yaşatan Allah(c.c) bizi de bu hayatta dertlerle sıkıntılarla karşılaştırmayacak mı? 

Bu da geçer ya hu

Nasıl mı

Sabırla